Adana ve Civarının Depremselliği
27 Haziran 1998 tarihinde saat 16.55’de
meydana gelen 6.3 deprem Adana-Ceyhan civarında 20. yüzyılda görülen
depremlerin en büyük olanı olmuştur. Bölgede esas hasarı oluşturan 6.3 olan ana
şoktan sonra şiddeti gitgide azalan 2.0 ile 5.0 arasında değişen 250’den fazla
artçı deprem meydana gelmiştir. Artçı depremlerden 4 Temmuz 1998 tarihinde saat
05:16’da meydana gelen = 5.1 büyüklüğündeki deprem halkta büyük paniğe neden
olmuştur.
Ülkemizde depremden kaçmak onu
hayatımızdan soyutlamak mümkün değildir. Yapılması gereken “depremle yaşama
sanatını öğrenmek” yani depremden yıkıma uğramadan kurtulmak, depremi sıradan
bir doğa olayı haline getirmektir. Bu ise bilim ve teknik yönden gelişmiş bir
uygarlık ile mümkündür. Depremlerin ekonomik etkisine baktığımız zaman hem
vatandaşlara hem de devlete doğrudan ve dolaylı olarak etkisinin bulunduğunu
görmekteyiz. Dolaylı olarak, depremlerin yapmış olduğu hasar insanların mal
kaybına sebep olurken; bunun yanında sanayi kuruluşlarında üretimin bir
süreliğine durması, mamul ve yarı mamul mal stoklarında önemli kayıplar
vermektedir. Devlete ise yol, köprü, devlet binalarında meydana gelen hasar,
diğer altyapı sorunları, bütçeden yardımlar sonucunda aktarılan para vs. gibi
doğrudan ekonomik etkileri bulunmaktadır. Dolaylı etkilerine baktığımızda,
özellikle sanayi kuruluşları açısından çok büyük sorunlar ortaya çıkmaktadır.
İhracata yönelik üretim yapan ve depremden zarar gören bazı kuruluşların ihracat
teslimatları aksarken, ihracatçı kuruluşlara ara malı üreten tesislerin
üretimlerindeki aksama sonucunda ihracatın olumsuz yönde etkilenmesi söz
konusudur.
KONUT HASAR DURUMU -21811
Konut tamamen yıkılmış veya ağır hasarlıdır -20454 Konut orta hasarlı ve
oturulamaz durumdadır -43871 Konut az hasarlı.
İŞYERİ HASAR DURUMU -30
İşyeri tamamen yıkılmış veya ağır hasarlıdır -555 İşyeri orta hasarlı ve
oturulamaz durumdadır -1026 İşyeri az hasarlı
Ceyhan’da ise kooperatiflerin
eksik ve kalitesiz malzeme kullanarak yaptıkları binalarda hasar büyük
olmuştur. Depremde hayatını kaybeden insanların büyük bir kesimi bu binalarda
yaşamaktaydı. Cumhuriyet Mahallesi’ndeki 1995 yılında Hasevler Kooperatifi
tarafından yapılan ve 5 katlı olan binaları depremde büyük hasar görmüştür.
Cenazelerimizin çoğunu bu yapıdan çıkardık.
Sonuç olarak; deprem
bölgesinde yaşadığımızın unutulmadan haraketle;
kamu işlerinin yapımı aşamasında devlet gerekli tedbirleri almıştır.
Önüne gelen kamu ihalelerine girememektedir. Bu kıstasın özel yapı
müteahhitliğine de getirilmesi en büyük arzumuz. Tanımı olmayan bir meslekten
çıkarılmalıdır müteahhitlik. Bu gün şirket kur yarın arsa sahibiyle anlaş öbür
güne müteahhit bilmem ne diye kart vizit bastır. Bu çok sakıncalı bir durumdur.
Acilen türk ticaret kanununda bu mesleğin tanımı ve odası olması gerekmektedir.
Bizden uyarması.